Çevre hukuku danışmanlık hizmetleri, ÇED kararları ve çevresel mevzuata uyum süreçleri
Çevre hukuku, doğal kaynakların korunması, sürdürülebilirlik ve çevresel mevzuata uyum için hukuki danışmanlık hizmetleri.

Çevre hukuku, doğal kaynakların korunmasını, çevresel sürdürülebilirliği sağlamayı ve insan sağlığını tehdit eden unsurları önlemeyi amaçlayan bir hukuk dalıdır. Sanayi, enerji, inşaat, madencilik, tarım ve ulaştırma gibi birçok sektörde faaliyet gösteren işletmeler için çevre mevzuatına uyum sağlamak yasal bir zorunluluk olduğu kadar, sürdürülebilir iş stratejilerinin de temel bileşenidir.

Türkiye’de çevre hukuku, Çevre Kanunu (2872 Sayılı Kanun) ve diğer ilgili düzenlemeler kapsamında uygulanmaktadır. Ayrıca, Avrupa Birliği Çevre Mevzuatı ve uluslararası çevre anlaşmaları da Türkiye’de yürürlükte olan çevresel düzenlemelere yön vermektedir.

Çınar Mühendislik Müşavirlik A.Ş., çevre hukuku alanındaki deneyimiyle işletmelere çevresel mevzuata tam uyum sağlamaları konusunda bilimsel, teknik ve hukuki danışmanlık hizmetleri sunmaktadır.

ÇED Kararları Neden Dava Konusu Olur?

“ÇED Olumlu” kararları, projelerin çevresel etkilerinin yeterince incelenmediği iddiasıyla dava konusu edilebilir. Genellikle biyolojik çeşitlilik, su kaynakları, hava kalitesi, ekosistemler üzerindeki etkiler veya yerel halkın/sivil toplum kuruluşlarının itirazları nedeniyle iptal davaları açılmaktadır.

ÇED Kararlarının İptali Yatırımı Nasıl Etkiler?

“ÇED Olumlu” veya “ÇED Gerekli Değildir” kararları, projelerin tüm izin ve ruhsat süreçlerinin ön koşulu niteliğindedir. Yani, bir yatırımın hayata geçirilebilmesi için gerekli olan imar, inşaat, işletme ve lisans izinlerinin tamamı, ÇED kararına dayanmaktadır.

Çevre Kanunu’nun 10. Maddesi açıkça belirtmektedir:
“Çevresel Etki Değerlendirmesi olumlu kararı veya ÇED gerekli değildir kararı alınmadıkça, projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez.”

Dolayısıyla, ÇED kararının iptali halinde, yatırımın hiçbir şekilde ilerlemesi mümkün değildir.

ÇED Kararının İptal Davaları Hangi Mahkemede Açılır?

ÇED kararlarının iptali davaları, idari işlem niteliğinde olduğundan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) kapsamında görülür.

Görevli ve Yetkili Mahkemeler

  • İlk Derece Mahkemesi: ÇED kararlarının iptali davaları, projenin bulunduğu yerdeki idare mahkemelerinde açılır.
  • Temyiz Merci: İdare mahkemelerinin kararlarına karşı, temyiz yolu olarak Danıştay görev yapar. Danıştay, temyiz incelemesiyle nihai kararı verir.
  • Danıştay’ın İlk Derece Rolü: Ancak, ülke çapında düzenleyici işlem niteliği taşıyan bazı Bakanlık işlemleri için doğrudan Danıştay’da iptal davası açılması da mümkündür (İYUK m.24 ve Danıştay Kanunu hükümleri).

İvedi Yargılama Usulünün ÇED’e Yansımaları Nelerdir?

  • Dava Açma Süresi: ÇED kararlarına karşı iptal davası açma süresi 30 gündür. (Normal iptal davalarında bu süre 60 gündür.)
  • Ön Başvuru Yasağı: İYUK m.11’de öngörülen idareye başvuru yolu uygulanmaz. Yani doğrudan dava açılır.
  • İlk İnceleme: Mahkeme, dava dilekçesini 7 gün içinde inceler ve dilekçeyi davalı idareye tebliğe çıkarır.
  • Savunma Süresi: İdareye savunma için 15 gün süre verilir. Bu süre sadece bir defa olmak üzere 15 gün daha uzatılabilir. Savunma verildiğinde veya süre geçtiğinde dosya tekemmül etmiş sayılır.
  • Yürütmenin Durdurulması: Verilecek yürütmeyi durdurma kararlarına itiraz edilemez. Bu da dava sürecinde yatırımın hızlı şekilde durdurulabileceği anlamına gelir.
  • Karar Süresi: Dosya tekemmülünden itibaren mahkemenin davayı en geç 1 ay içinde karara bağlaması zorunludur.
  • Temyiz Süreci:
    • Karara karşı 15 gün içinde temyiz yoluna gidilebilir.
    • Danıştay temyiz dilekçelerini 3 gün içinde inceler ve taraflara tebliğe çıkarır.
    • Tarafların cevap süresi 15 gündür.
    • Danıştay, çoğunlukla evrak üzerinden inceleme yapar; gerekirse esastan karar verir.
    • Temyiz en geç 2 ay içinde karara bağlanır ve karar 1 ay içinde taraflara tebliğ edilir.

Bu düzenlemeler sayesinde, ÇED kararlarının iptal davaları ivedi şekilde sonuçlandırılır ve yatırımın hukuki güvenliği açısından belirsizlikler minimuma indirilir.
Ancak, hızlı işleyen bu süreç yatırımcılar için aynı zamanda yüksek risk de taşır; çünkü olası bir yürütmenin durdurulması kararı yatırımın anında durmasına neden olur.

Bu nedenle, ÇED raporlarının hazırlanması aşamasında bilimsel, teknik ve hukuki açıdan sağlam dayanakların oluşturulması büyük önem taşır.

Bu formu göndererek tarafımızdan e-posta yoluyla iletişim almayı kabul ediyor ve iletişim bilgilerinizin tarafımızca saklanacağını anlıyorsunuz.

Scroll to Top